22 Aralık 2024

ABD Doları Ekonomik İyimserlik Ortasında Birkaç Haftanın Zirvelerine Ulaştı

ABD Doları (USD) olağanüstü bir yükseliş yaşadı, art arda beş gün kazanç elde etti ve ekonomik iyimserlik ile jeopolitik gerginlikler nedeniyle iki aylık zirvelere ulaştı.

ABD Doları Ekonomik İyimserlik Ortasında Birkaç Haftanın Zirvelerine Ulaştı

ABD Doları (USD) olağanüstü bir hafta geçirdi ve önemli kazançlar elde ederek Cuma günü artışların beşinci gününe ulaştı. Bu performans, Nisan'dan bu yana görülen ilk artış serisi olması açısından dikkat çekicidir. ABD Doları Endeksi (DXY), sadece dört haftalık düşüşleri tersine çevirmekle kalmadı, aynı zamanda kritik 102.00 seviyesinin üzerine çıkarak, daha önce 200 haftalık Basit Hareketli Ortalama (SMA) olan 100.56'nın altına düştükten sonra iki aylık zirvelere ulaştı.

Federal Rezerv'in 18 Eylül'de beklenmedik bir şekilde yarım puanlık faiz indirimine gitmesine rağmen, ABD Doları için görünüm olumlu kalmaya devam ediyor. Bu haftaki güçlü performansa katkıda bulunan birkaç faktör var: İran'ın İsrail'e düzenlediği füze saldırısının ardından güvenli liman arayışı, önümüzdeki Fed toplantılarında daha fazla önemli faiz indirimleri beklentisinin azalması, Fed Başkanı Jerome Powell'ın Nashville'deki şahin yorumları ve Eylül ayına ait güçlü bir ABD işgücü raporu.

Dolar'ın son fiyat hareketi, psikolojik 100.00 seviyesinde sağlam bir destek bölgesi olduğunu gösteriyor ve bir sonraki büyük hedef, kritik 200 günlük SMA. Yeşil Dolar, 1 Ekim'deki füze saldırısının tetiklediği riskten kaçınma eğilimi ile birlikte ivme kazandı ve bu durum, "panik endeksi" olarak bilinen VIX endeksi ile yansıtılan artan volatiliteye yol açtı.

Bu güvenli limana kaçış tepkisi, ABD Doları'na olan talebi önemli ölçüde artırırken, risk duyarlı varlıklar üzerinde baskı oluşturdu. Beklenmedik faiz indiriminin ardından, piyasa katılımcıları şimdi ABD ekonomisinin performansını yakından izliyorlar ve daha fazla faiz indirimlerinin olasılığını değerlendirmeye çalışıyorlar. Fed'in odak noktası, enflasyonun %2 hedefine doğru aşağı yönlü bir seyir izlerken, işgücü piyasasına kaymış durumda.

30 Eylül'deki açıklamalarında Powell, ABD ekonomisinin enflasyonda daha fazla bir düşüş yolunda olduğunu belirtti ve bu durumun merkez bankasının gösterge faiz oranını daha da düşürmesine olanak tanıyabileceğini ifade etti. Her toplantıda 25 baz puanlık indirimlerin standart bir hareket olabileceğini öne sürdü. Ancak Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üyelerinin hepsi bu görüşü paylaşmıyor. Yönetici Michelle Bowman, anahtar enflasyon ölçütlerinin %2'lik temel hedefin üzerinde kalmaya devam ettiğini belirterek, para politikasında potansiyel ayarlamalar gerektirebileceğine dikkat çekti.

Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, enflasyonu %2 hedefine geri döndürmenin beklenenden daha uzun sürebileceğini vurgulayarak, bu durumun faiz indirimlerinin kapsamını sınırlayabileceğini belirtti. Eylül ayındaki Tarım Dışı İstihdam verileri beklentilerin üzerinde gelerek, ABD ekonomisi 254,000 iş ekledi ve işsizlik oranı %4.1'e düştü. İşgücü raporunun ardından CME Group'un FedWatch Aracı, Kasım ayında çeyrek puanlık bir faiz indirimine %95 olasılık verdi; bu, bir hafta önceki %45'ten keskin bir artıştı.

Buna karşın, Euro Bölgesi, Japonya, İsviçre ve Birleşik Krallık, artan deflasyon baskıları ile karşı karşıya kalıyor ve ekonomik faaliyet dalgalanma gösteriyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) yakın zamanda ikinci faiz indirimini gerçekleştirdi ve Ekim ayında daha fazla eylem için temkinli bir bakış açısı benimsedi; piyasalar yıl sonuna kadar iki ek indirim bekliyor. İsviçre Ulusal Bankası (SNB) da bu ay faiz oranlarını 25 baz puan düşürdü.

İngiltere Merkez Bankası (BoE), kalıcı enflasyon ve güçlü tüketici harcamalarını ana faktörler olarak göstererek politika faizini %5.00'de sabit tuttu. Bu arada, Avustralya Merkez Bankası (RBA) faiz oranlarını sabit tutarken, yıl sonuna veya 2025'in başlarına kadar potansiyel bir gevşeme sinyali verdi. Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise şahin bir duruşunu korudu ve piyasalar önümüzdeki yıl sadece mütevazı bir sıkılaşma bekliyor.

5 Kasım'daki seçim yaklaşırken, anketler, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile eski Başkan Donald Trump arasında sıkı bir yarış olduğunu gösteriyor. Trump'ın zaferi, tarifelerin yeniden uygulanmasına yol açabilir ve bu durum ABD ekonomisindeki mevcut deflasyon eğilimini bozabilir ve Fed'in faiz indirim takvimini etkileyebilir. Öte yandan, Harris yönetimi daha yüksek vergiler izleyebilir ve ekonomik yavaşlama belirtileri ortaya çıkarsa Fed'i para politikasını gevşetmeye zorlayabilir.

Gelecek hafta, ABD ekonomik takviminde önemli bir olay, 17-18 Eylül toplantısına ait FOMC Tutanaklarının yayımlanması olacak. Ayrıca, Eylül ayı enflasyon verilerinin Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) aracılığıyla yayınlanması bekleniyor. Ayrıca, Fed yetkililerinden birkaç planlı konuşmanın, yatırımcıları yılın geri kalanında potansiyel faiz oranı seyrine odaklaması bekleniyor.

ABD Doları Endeksi (DXY) son yükselişinin ardından, ana hedef şimdi kritik 200 günlük Basit Hareketli Ortalama (SMA) olan 103.73 gibi görünüyor. Bu hafta DXY'de hafif bir aşağı yönlü trend olmasına rağmen, yılın en düşük seviyesi olan 100.15'te (27 Eylül) güçlü bir destek kalmaya devam ediyor. Daha fazla satış baskısı, psikolojik 100.00 seviyesinin test edilmesine yol açabilir; bu seviye aşılırsa 2023'teki en düşük seviye olan 99.57'ye (14 Temmuz) yeniden test olasılığı bulunuyor.

Yukarı yönde, devam eden toparlanmanın, kritik 200 günlük SMA'ya ulaşmadan önce geçici 100 günlük SMA'da 103.35'te dirençle karşılaşması bekleniyor. Bu bölgenin aşılması, 30 Temmuz'daki haftalık zirve olan 104.79'a potansiyel bir ziyaretin yolunu açabilir. Ayrıca, günlük grafikteki Göreceli Güç Endeksi (RSI) 63 seviyesinin üzerine çıkarak, kısa vadede daha fazla kazanç olabileceğini gösteriyor. Bu arada, Ortalama Yönlendirme Endeksi (ADX) yaklaşık 33'e düşerek mevcut trendde hafif bir ivme kaybı olduğunu gösteriyor.

Kaynak: FXStreet