Merkez Bankaları Öne Çıkıyor: Ana Para Politikası Kararları Küresel Pazarları Etkiliyor
Geçen hafta, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Federal Reserve (Fed), İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Norveç, Tayvan, Türkiye, Güney Afrika ve Japonya'daki diğer merkez bankaları dahil olmak üzere dünya genelinde önemli para politikası kararları alındı. İlerleyen günlerde, Avustralya Merkez Bankası (RBA) ve İsviçre Ulusal Bankası (SNB) bu hafta faiz oranı ayarlamaları üzerinde görüşmek üzere toplanacak.
Fed, ABD faiz oranlarını dört yıl aradan sonra ilk kez düşürerek manşetlere çıktı; bu, soğuyan enflasyon ve yavaşlayan işgücü piyasası belirtilerine yanıt olarak gerçekleşti. Bu değişiklik, Fed'in daha önceki agresif faiz artırımlarından bir sapmayı işaret ediyor; bu artırımlar oranları %4.75-5.00 hedef aralığına itmişti. Karar, piyasa katılımcıları tarafından memnuniyetle karşılanırken, Fed yetkilileri arasında, özellikle de devam eden enflasyon endişeleri nedeniyle daha temkinli bir çeyrek puan indirim öneren Yönetici Michelle Bowman'dan gelen muhalefeti ateşledi.
Piyasa tepkileri olumlu oldu; üç büyük ABD hisse senedi endeksi de kazançlar kaydetti. S&P 500 %1.36, Dow Jones %1.62 ve Nasdaq %1.49 arttı. Ayrıca, Euro, ABD Doları karşısında %1.15 değer kazanarak artan yatırımcı güvenini yansıttı.
Analistler, Fed'in faiz indirimine karışık yorumlar getirdi. Bazıları bunu ekonomik büyümeyi sürdürmek için proaktif bir önlem olarak görürken, diğerleri bunu ekonominin sağlığına dair temel endişelerin bir işareti olarak değerlendiriyor.
Tayvan'da, Merkez Bankası, bölgesel faiz indirimleri eğilimlerine rağmen enflasyon kontrolünü önceliklendirdiği için faiz oranlarını %2.000'de sabit tutma kararı aldı. Temkinli yaklaşım, Haziran'da oranları sabit tutma ve Mart'ta mütevazı bir artış kararını takip ediyor. Enflasyon, Ocak ile Ağustos 2024 arasında ortalama %2.32 artarak bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor; bu nedenle merkez bankası, herhangi bir ayarlama yapmadan önce enflasyonun tamamen kontrol altında olduğundan emin olmak istiyor.
Enflasyon baskılarına rağmen, Tayvan ekonomisi, özellikle çip üretimi alanında güçlü bir teknoloji sektörü ile desteklenerek umut veriyor. FTSE TWSE Tayvan 50 Endeksi, bu iyimserliği yansıtarak haftayı %2.01 kazançla kapattı.
Bu arada, İngiltere Merkez Bankası, Ağustos'taki %5.25'lik 16 yılın en yüksek seviyesinden yapılan faiz indiriminin ardından, gösterge faiz oranını %5'te tutma kararı aldı. BoE'nin temkinli duruşu, özellikle hizmetler sektöründe enflasyonun Ağustos'ta %5.6'ya yükselmesi nedeniyle devam eden enflasyon baskılarından etkileniyor.
İngiliz sterlini, ABD doları karşısında %1.54 değer kazanarak, Şubat 2022'den bu yana en yüksek değerine ulaştı; bu, devam eden enflasyon endişeleri arasında piyasa güvenini yansıtıyor.
Güney Afrika'da, Merkez Bankası, başlık enflasyonunun %4.4'e düşmesiyle birlikte ana repo oranını %8.25'ten %8'e indirdi. Yönetici Lesetja Kganyago, Para Politikası Komitesi'nin bu faiz indirimine karar vermeden önce çeşitli seçenekleri değerlendirdiğini belirtti; bu, oranı sabit tutmanın yedi ardışık toplantısından sonra önemli bir değişikliktir.
Ekonomistler, RBA'nın nihayetinde faiz oranlarını düşüreceğini öngörüyor, ancak bunun hemen gerçekleşmeyeceğini, %2-3 enflasyon hedefini gerçekleştirmeye odaklandığını belirtiyor. Temmuz'da enflasyon %3.5 civarında olduğundan, RBA'nın şu anda nakit oranını %4.35'te tutması bekleniyor.
SNB'nin de kısa süre içinde faiz oranlarını düşürmesi bekleniyor; daha önceki indirimlerin ardından, indirimin 25 veya 50 baz puan olup olmayacağına dair spekülasyonlar var.
Merkez bankaları bu karmaşık ekonomik manzaralarda yol alırken, tüccarlar ve yatırımcılar, yaklaşan kararları ve bunların küresel pazarlar üzerindeki etkilerini dikkatle izleyecekler.